Sinema tarihine konuları ve karakterleriyle olduğu kadar müzikleri ile de damga vurmuş filmleri şöyle bir hatırlarsak neler var, neler. İşte bu efsane filmlere damgasını vuran unutulmaz film müzikleri.
Adının bile unutulduğu anlarda, müziği ile var olan filmler vardır. Eğer bir filmin müziği kült haline gelmişse küçük tınılar halinde dinlendiği zaman, film daima hatırlanır. Küçük bir liste halinde bu müzikleri ve filmlerden bazılarını siz sevgili okuyucularımıza hatırlatmak istedim. Öyle sanıyorum ki bir çoğunuz bu filmleri izlemiştir. Şimdi şöyle bir soru ile yazıma devam etsem. Aşağıda sizlerle paylaştığım filmlerin , Müziği mi yoksa filmi mi öne çıkar?
Müziği ile hatırlanan, hatta müziğinin biraz daha öne çıktığı filmler düşünüldüğünde, “Love Story” filmini ilk sıraya koymamız gerekirdi. 1970 yılı yapımı film, sahip olduğu konusuyla dönemine damga vuran filmler arasındaydı.
Ali Macgraw, Ryan O’neal’ın başrolünü üstlendikleri film ise sahip olduğu teknik dinamiklerin haricinde apayrı bir olgu ile hiç inmemek üzere gündeme yerleşiyordu. Francis Lai tarafından bestesi yapılan filmin müziği olan “Where Do I Begin", film ile özdeşleşmişti.
1971 yılında 6 dalda adaylığa gösterildiği Oscar ödüllerindeki tek zaferini “ En İyi Orijinal Müzik Akademi Ödülü” dalında almıştır. Filmlerin en önemli tanıtım mecrası olarak bilinen fragmanda dahi öne çıkarıldığı düşünülürse, müziğin film için önemini tartışmamamız gerekir.
“Baba” filmi… İtalyan yazar Maria Puzo’nun aynı adı taşıyan romanından uyarlanarak yapılan film, Francis Ford Coppola yönetmenliğinde, Marlon Brando, Al Paçino başrollerinde 1972 yılında çekilmiştir.
2.Dünya Savaşı’nın bitiş yılı olan 1945 ve sonraki 10 yıllık süreçte New York’ta yaşamını sürdüren İtalyan Mafyasının anlatıldığı film, genel kesim tarafından dünyanın en iyi filmlerinden biri olarak kabul edilmektedir.
Her ne kadar doğruluk payı tartışılsa da, IMDB listesinin ikinci basamağında bulunan film, “En İyi Film”, “En İyi Erkek oyuncu(Marlon Brando)”, “En İyi Uyarlama Senaryo” dallarında 3 Oscar kazanmıştır.
Fakat, yine de filmin adının geçmesi ihtimalinde, akıllara ilk olarak o hoş tınısı beraberinde ana tema müziği gelmektedir. Birçok sanatçı tarafından seslendirilen müziğin, unutulmaya yüz tutacağını hiç sanmıyoruz.
“Acı yok Rocky, acı yok” satırlarının günümüzde dahi hatırlandığı film, ilki 1976 olmak üzere toplamda 6+1 filme sahip olmuştur. 1 opsiyonunu henüz geçtiğimiz hafta vizyona giren “Creed” filmi ile bulunduran Rocky filmi, 7’den 70’e geniş bir yaş skalasına hitap etmeyi başarmıştı.
Üzerine eklenen her filminde, yeni bir karakteri meydana getiren film serisinde en çok ilgi odağı olanı ise 1986 yapımı “Rocky 4” olmuştu. Soğuk Savaş’ın söz konusu olduğu yıllarda ABD-Sovyet Rusya arasındaki gerilimi son derece taraflı bir biçimde anlatan film, her şeyi ile efsane konumuna gelmişti.
Sahip oldukları dinamiklere ek olarak şarkısı ile de ön plana çıkmıştı. Dinlenmesinin ardından, filmin sahnelerinde kesitleri hafızalarda canlandırarak, izleyiciye tekrar o günleri hatırlatmaya devam ediyor. ABD yeniden dünyayı kurtarıyor.
Yıllara mal olmuş, iki efsane oyuncuyu barındıran bir aşk filmi ile daha karşı karşıyayız. Başrollerini Martin Hewitt ve Brook Shields’ın paylaştığı 1981 yapımı film, dönem sinemasına damga vuran filmler arasındaydı.
Kavuşamayan iki aşık gencin hikayesinin aktarıldığı film, sonraki süreçte zirvedeki yerini koruyacak müziği ile akıllarda kalmıştı.
Lionel Richie tarafından yazılan, Diana Ross ile yapılan düet beraberinde sunulan müzik, gelmiş geçmiş en iyi düet olarak kabul edilmekle beraber, birçok alanda dahi zirvede yer almaktadır. 80li yıllara yetişen kuşağın, hayatlarından hiç çıkmayacak bir film ve müzikten bahsediyoruz.
1986 yılında yapılan, başrollerini Tom Cruise, Kelly McGills’in paylaştığı efsane film ve kült müziği ile karşı karşıyayız. ABD Donanması’nda görevli olan bir
pilotun "Top Gun Onur Ödülü”nü almak için verdiği mücadeleyi anlatan film, gösterime girdiği yıl en çok hasılat yapan film konumunda olmuştur.
Bu alanda az önce bahsi geçen Rocky 4’ün önüne geçmeyi başaran aşk temalı film, var olan duygulara tercüman olmak yolundaki en büyük araç olan müzik ile tarihteki yerini almıştır.
Berlin adlı grubun “Take My Breath Away” şarkısını kullanan film, tercihinin ne denli doğru olduğunu anlaması için uzun zaman beklemeyecektir.
Adının geçtiği esnada, anındalık hızında müziğini akıllara getiren bir filmin şüphesiz bu listede yer almaması beklenemezdi. 1984 yılında, “o zamana dek yapılmış en pahalı komedi film” sıfatıyla yer alan film, özgün konusu ile tarihteki yerini almıştı.
Hayalet avcılarının gerçekleştirdikleri aktiviteleri, yaşadıkları hayatı belirgin bir espri düzeyi ile aktaran film, ana tema müziği ile, misafir olduğu evlerden bir daha hiç ayrılmamıştır. En pahalı filmin bütçesi ise 30 milyon dolardır.
Bee Gees grubunun efsane şarkısı “Staying Alive” ile başlama yoluna giden film, müziğini öne çıkarmak konusundaki niyetini henüz film başlarken belli etmişti.
Sayısız müzikal filmde yer alan John Travolta’nın başrolünü üstlendiği filmin, bütünüyle müzik ve dans üzerine kurulmuş teması ile farklı bir dalda öne çıkması düşünülemezdi. Efsane grubun, efsane filmde kullanılan efsane şarkısını dinletmeden önce daha fazla bir şey söylemek istemiyoruz.
Döneminin bir başka müzik-dans temalı filmi Flashdance, birçok sahnesinde kullanılan, birçok farklı müzikleriyle öne çıkmıştı.
Başrolde yer alan Jennifer Beals’ın gösterdiği muhteşem dans-oyunculuk performansı ile kendine hayran bıraktığı film, müzik ile başladı müzik ile bitti. Üstat William Shakespeare’ın dediği gibi “Yeter ki sonu iyi bitsin.”
Müzikal film denince, akla ilk olarak gelen film olan “Grease”, her iki sürümünde de farklı oyuncu kadrosunu barındırmasına rağmen, neredeyse her müziği ile efsane kategorisinde değerlendirilmişti.
Konu müzik beraberinde dans olunca, bütünüyle söz konusu temalar üzerinde yoğunlaşmasını takiben, çok sayıda kült müzik çıkarabilmişti. Var olan seçenekler arasından, en beğenileni koyduğumuzu düşünerek, filmin/filmlerin mutlak suretle listede yer alması fikrini pekiştiriyoruz.
Yıllarca kendisini aksiyon temalı filmlerde görmeye alışık olduğumuz Kevin Bacon’un farklı bir yönünü daha keşfedebildiğimiz film, bütünüyle dansa ve müziğe bağlı olarak kurulan teması ile karşımıza çıkıyor.
Dönem gereği, kendini dans etmek zorunda hisseden gençliğin filmi olarak öne çıkan film, unutulmaz sahnesi ile akıllarda yer edinmişti. Doğruyu söylemek gerekirse, sağlam bir koreografi ve uyumlu bir topluluğun icra ettiği danslar her zaman ilgi çekici olmuştur.
İlki 2003 olmak üzere, 4 seri halinde yapımı gerçekleşen film, korsan-denizcilik filmlerine getirdiği farklı bakış açısı ile gündeme gelmişti.
Vizyonda olduğu yıllar boyunca izleyicinin her daim sempatisini kazanan film, toplamda 3.7 milyar dolar gibi bir hasılata da sahip olmuştu. 4 filmin ortak özelliği ise dillere destan karakteristiği ile Jack Sparrow ve her filmde kullanılan müziği olmuştu.
Denizciliği çağrıştıran bir müzik olduğunu söylesek yanılmayız.
Günümüze dek yayınlanan 7 filminde farklı müzikler beraberinde izleyicinin karşısına çıkan film, belirgin bir müziği ile öne çıkamamıştı. Listede yer almasının sebebini ise, malum şahsiyete duyulan saygıdan ileri geliyor.
Hayatını kaybeden Paul Walker anısına yönelik olarak sunulan müzik ve filmde yayınlandığı sahne daha fazla söze gerek bırakmıyor.
Neden hiç Türk Sinemasına damgasını vuran müzik yok dediğinizi duyar gibiyim.
Açıkça söylemek gerekirse, tüm listenin yabancı içerikli olmasının yegane sebebi, Yeşilçam Sineması’na deyimi yerindeyse girilmesi ihtimalinde çıkılamamasıdır. 1970'li yıllar başta olmak üzere, bir şarkının piyasaya sürülmesinin ardından, şarkı için film yapılmakta idi.
Bu yüzden, verilebilecek sayısız örnekler dolayısı ile söz konusu dipnotu düşerek, affınıza sığınıyorum.
“Hasretinle yandı gönlüm”, “Sevemedim kara gözlüm” “ Hababam Sınıfı” ve daha nicesi diyelim.
Bunlar unutulacak türden şarkılar değil. O zaman haydi şimdi bu filmlerin müziklerini dinleyerek hatırlayıp hatırlamadığınızı control edin derim.
Sevgiyle ve müzik ile kalın…
Yorum Ekle veya Yorum Oku